home icon ile ilgili görsel sonucu Prof. Dr. Özcan UZUN
Psikiyatri Uzmanı
 
 
PANİK ATAK ve PANİK BOZUKLUK

 

Panik atak
Yoğun korku ve huzursuzluk durumunun olduğu, aniden başlayıp, rahatsızlığın 10 dakika içinde en üst düzeye ulaştığı, 13 adet vücutsal ve düşüncesel belirtiden en az 4'ünün yaşandığı bir kaygı nöbetidir. Bu 13 belirti şunlardan oluşmaktadır: 

  • Çarpıntı, kalp hızında artış, kalp seslerini duyuyor gibi hissetme

  • Terleme, titreme ve ya sarsılma hissi 

  • Boğulma ya da nefes alamama, nefesinin yetmediği hisleri

  • Tıkanma, soluğun kesilmesi hisleri 

  • Göğüste ağrı veya göğüste bir rahatsızlık hissi 

  • Bulantı ya da karında ağrı ya da karında bir rahatsızlık hissi    

  • Çevreyi olduğundan farklı, sanki gerçek değil gibi hissetme ya da kendini çevredekilerden ayrılmış, olağandışı, farklı bir şekilde algılama hali 

  • Baş dönmesi, dengesizlik, başta sersemlik hissi, bayılma hissi, yere düşecek gibi olma

  • Kontrolünü kaybetme, delireceğini düşünme seklinde bir korku   

  • O anda, kalp krizi geçireceği ya da öleceği korkusu 

  • Uyuşma, hissizlik, yanma, karıncalanma hisleri    

  • Üşüme, ürperme, soğuk ya da sıcak basmaları, basından aşağı kaynar su dökülmüş veya hamama girmiş gibi olma

Bir panik atak sebepsiz olarak aniden başlayabileceği gibi, belli bazı durum ya da ortamlarla ilişkili de olabilir. Örnek olarak korkulan bir hayvan görme, kalabalık bir ortamda bir faaliyet (konuşma, yemek yeme gibi) bir durumu takiben de başlayabilir

Panik bozukluk

Yukarıda belirtilmiş olan panik ataklarının;

  • Beklenmedik zamanlarda ve tekrarlayarak oluşması

  • Atakların tekrarlayacağı yönünde sürekli bir kaygı yaşanması  

  • Atağın sonunda olabileceğini düşündüğü olumsuz şeyler (ölmek, delirmek, kalp krizi geçirmek seklinde) ile ilgili endişe duyulması ya da bu ataklarla ilgili olarak bazı davranışlarında değişiklikler yapılması şeklindeki bir rahatsızlıktır.

Panik bozukluğu agorafobili ya da agorafobisiz olabilmektedir. Agorafobi durumunda, kişi yalnız kalmaktan, kaçmanın, o ortamdan uzaklaşmanın kolay olmayacağı ya da her hangi bir rahatsızlık hissetme anında yardım alamayacağı topluma açık yerlerde olmaktan korku duymaktadır.

Bu kişilerde gördüğümüz bazı ortak özellikler arasında, tek başına dışarıya çıkamama ve yanlarına başka bir kişiyi alma, kalabalık caddelerden geçememe, kalabalık mağaza, marketlere girememe, kapalı ortamlar (tünel, köprü ve asansörler gibi) ve kapalı araçlardan (metro, otobüs, uçak gibi) kaçınma sayılabilir. İleri aşamalarda kişiler evlerinden çıkmayı reddedip çevrelerindekileri de kendileri gibi evde tutmaya zorlayabilirler. Sosyal ilişkiler bozulup boşanmalara yol açabilir.

Toplumda hastalığın hayat boyu görülme yaygınlığı %1.5-3 arasında değişmektedir. Kadınlarda erkeklere göre daha sık görülür.

Ozellikleri

Hastalığın başlangıç yaşı değişkenlik göstermektedir. Çocuklarda çok nadir ortaya çıkan hastalığın ilk ortaya çıkış yılları 18-25 yaş arasıdır. Hastalık 30-40’lı yaşlarda yüzünü ciddi biçimde göstermektedir.Panik atağın genetik olup olmadığı konusunda herhangi bir bulguya rastlanmamıştır.Panik atak krizi geldiğinde 5-20 dakika sürmekte ve şiddeti hastadan hastaya değişmektedir.

Panik atak hastanın yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir hastalıktır. Krizler ve ölüm korkusu gibi nedenlerle hasta evde tek başına kalamamak, tek başına dışarı çıkamamak gibi olumsuzluklarla karşılaşmaktadır. Sürekli başına kötü bir şey geleceği ve yabancıların ona yardım etmeyeceğinden korkan bazı hastalar mesleklerini sosyal hayatlarını bırakmak zorunda kalabilmektedirler.

Hasta bazen bilinç altında biriktirdiği korkularını sanki gerçekmiş gibi görebilir. Korkuların ve yaşananların ciddiye alınmaması ise ailevi ilişkilerin zedelenmesine dahi yol açabilmektedir. İzole bir hayat yaşayan hastaların durumu ise ağırlaşmaktadır.Panik atakla panik bozukluk aynı değildir. Panik bozukluk kalp krizi geçireceğini, öleceğini, atakların tekrar olacağını, felç geçireceğini düşünerek sürekli endişe, korku içinde bulunma şeklindedir. Başka bir rahatsızlığa bağlı olarak ortaya çıkmaz

Nedenleri

Panik bozukluğu, beynimizde nöron adı verilen sinir hücrelerinden salgılanan, heyecan ve duygusal yaşantılarımızı düzenleyen bazı norotransmitterlerin anormal çalışması sonucu oluşmaktadır. Günlük yaşantımızda yaptığımız bazı davranışlarımızın  sonucunda ortaya çıkan ve tamamen “doğal ve zararsız”  olan çarpıntı, terleme, nefes sıkışıklığı ya da baş dönmesi gibi  bedensel belirtilerin, hasta tarafından kötü bir hastalığın belirtileri olarak değerlendirilmesi  ve bunun sonucunda da  “kalp krizi geçiriyorum, öleceğim”, “çıldırıyorum”, “felç olacağım” şeklinde yanlış yorumlanması ile tetiklenir.

Neden önemli?

Vakaların %40-80’inde majör depresyon dediğimiz tablo hastalığa eklenip durumu ağırlaştırmaktadır. Kişilerin bahsetmemesine karsın intihar riski yüksektir. Hastaların %20-40’inda alkol ve madde bağımlılığı görülmektedir. Kişi ilerleyen dönemde eve bağımlı hale gelebilmekte ya da hastane, eczane gibi yerlere yakın olmayı yeğlemektedir. Hasta bu konuya yakın olmayan doktorları bir dolaşıp gereksiz ya da yanlış tedaviler almaktadır. Çevresi ile iletişimi bozulan kişinin mesleki, sosyal, ailesel işlevselliği azalmaktadır.

Tedavi

İlaç ile birlikte psikoterapi (BDT) uygulanır. İlaç en az 6 ay olmak üzere, doz yavaşça yükseltilmek üzere kullanılmalıdır.  Kişiye panik atakları ile ilgili olan yanlış bilgileri ve inançları gösterilir. Vücudundaki yanlış anlayıp, algıladığı ufak hislerin kendini ölüme götürmediği, bunların kısa sureli olduğu belirlenir. Böyle bir şey olduğunda durumu geçirmek için yapacağı şeyler gösterilir.